ne zaman uzunca bir aradan sonra oynamaya karar versem, ilk olarak daha önce hiç oynamadığım bir ülkeyi alıp onunla normal zorlukta oynuyorum. bu oyunumda, hileye daha az yer veriyorum. bu genelde her yüz yılda bir, bazen yetmiş yılda bir yaptığım bir şey oluyor. genelde uzunca bir süre basiretsiz hükümdarla yüz yılı aşkın bir süre zaman geçirince ve en son tahta çıkacak varis de basiretsiz olunca, artık dayanamıyorum, kullanıyorum. 16. yüzyılın ortalarına kadar ne olursa olsun hile kullanmıyorum; para ve stabilty hilelerini ise, bir şeyleri yanlış yaptığımda düzeltmek için kullanıyorum. uzunca bir süre hileli oynadıktan sonra şunu farkettim ki, oynamasını bilen kişi diplomasi yoluyla her türlü fetihler yapabilir. ilk defa kolonicilik yapıyorum ve gerçektende hileye aslında hiç gerek yokmuş. altın ticaretiyle sanki hile yapmışım gibi her 5 senede bir hazine dolup taşıyor. parayı nereye kullanacağımı bilemiyorum. özgürlük isteklerine bir türlü karşı koyamıyorum. gelişmişlik düzeyine göre kıyaslayınca ve merkantalizme göre, kolonilerle aramda bir güç dengesi söz konusu oluyor.
son olarak bir sonraki oyunum mutlaka hileli oluyor ama biraz daha very easy ayarında, bir sonraki oyunum ise tamamen hileli